Ahmet ÇELİK: Hala kazandığıma inanamıyorum, rüyada gibiyim
1987 Şanlıurfa Suruç doğumluyum. 9 kardeşli bir ailenin bireyi olarak,
eğitimime çok fazla devam edemediğimden, Ortaöğretim’den mezun oldum.
2001 yılında ağabeyim, at sahibi Mehmet Çelik’in de ısrarı üzerine Ekrem
Kurt Apranti Eğitim Merkezi’ne kaydoldum ve 2003 yılında mezun olarak
2004 yılında profesyonel olarak at binmeye başladım.
Mezun olduktan sonra aslında zor günler geçirdim. Ankara’da ilk yılımda
istediğimi bulamadım ve sadece 1 yarış kazandım. Bu sebepten kendimi
geliştirmek adına Şanlıurfa’da at binmeye başladım. Şanlıurfa’nın benim
için iyi geçtiğini söyleyebilirim. Sonra tekrar Adana ve Ankara’ya
dönerek at binmeye başladım ve rahmetli Antrenör Mahmut Doğan’ın da
desteği ile onun antrene ettiği atlara binmeye başladım. Yeteneğim
farkına varıldı ve iyi atlar teklif edilmeye başlandı. Zaten jokeylerin
yeteneği ancak iyi ata binince belli olur.
“Hayatım", Hayatım’ı değiştirdi…
Sonra yolumuz bildiğiniz üzere “Hayatım” isimli Arap atı ile kesişti.
Hayatım çok iyi ve karakterli bir attı. Benim hayatımı bu atın
değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Beni bugünlere getiren at
“Hayatım"dır.
Geçmiş Gazi Koşuları…
Her Gazi’de bir takım şanssızlıklar yaşadım. Bu kez bu şanssızlıkları
yaşamamak için çok dikkatli davranmak istiyordum. Bu yıl, Kısrak
Koşusu’nda Amarelise’nin öncesinde arızalanması, National’ın da
ilgililerinin Sait Akson’u pas geçmesi, bende yine bir karamsarlığa
sebep oldu ama, eğer bunlardan biriyle yarış koşsaydım belki Renk’e hiç
binemeyecektim. Aslında her sene iyi atlar bana denk geliyordu. İlk
Gazi’mde Smerç ile üçüncülük yaptıktan sonra, bir yıl sonra yanlış
tercih yaparak Gazi üçüncüsü Little Gangster’e binmeyerek, yerine Lady
Force isimli ata binerek aslında tercih hatası yaptım. Bir sonraki yıl
ise hepinizin bildiği Matador Yaşar olayı vardı. Daha hayatının ikinci
yarışında ben bu atı ekibime söyleyerek, bu atı kapalım demiştim.
Teklifimizi götürdük kabul görmedi ama içimde hep bir umut vardı.
Sonrasında bana şans geldi ve Sait Akson da dahil olmak üzere iki yarış
kazandım. Gazi’yi de kazanacağıma çok emindim ama Gazi’ye 9 gün kala 10
gün ceza alarak bu atı da kaçırdım.
Kuloğlu ile Renk’den daha kolay bir Gazi kazanabilirdim…
Geçtiğimiz yıl, Blaze To Win ve Kuloğlu isimli atların Halis Ağabey’de
olduğunu bildiğimden ve Halis Ağabey’in de ikisi arasında bir tercih
yapacağını düşündüğümden hep bekledim. Nitekim Halis Ağabey tercihini
Blaze To Win’den yana kullandı ve Kuloğlu bana kaldı. Ben Kuloğlu’na
inanılmaz güveniyordum. Kesinlikle kazanacağıma inanıyordum. Ama bu atın
özellikle ilk virajlarda sıkıntı yaşadığını görmüştüm. Bu kez olacağını,
çok iyi durumda olduğunu bildiğimden Gazi Koşusu neredeyse avuçlarımın
içindeydi. Fakat istemediğim oldu ve Kuloğlu ilk 400’de saptı. Maalesef
şanssızlık yakamı yine bırakmadı.
Renk, Sait Akson Koşusu’nu koşsaydı Gazi’yi kazanamazdı
Renk’i İstanbul'da ki yarışında start gerisinde gördüğümde çok zayıf
olduğunu farkettim. İlgilileri ile iletişimde olduğumdan bu atın kilo
aldırılması gerektiğini ve dinlendirilmesi gerektiğini söyledim. Ekibi
de doğru bir karar alarak atlarını Sait Akson’a yazmadılar.
"Renk" sürekli takip ettiğim bir At’tı. Aslında aklımda Gazi için
Şahinoğlu vardı ama o da çim de tutunamayınca, arayış içine girdim. Önce
Ersözlü ile Mehmet Akif Ersoy için anlaştık. Atı biliyordum. Bazı
eksikleri vardı ama iyi bir at olabileceğini düşünüyordum. Renk de Halis
Ağabey ile devam ettiği için aslında bu at ile ilgili pek bir ümidim
kalmamıştı. Sonra ne olduysa, Halis Ağabey Oğlum Berat’ı Mehmet Akif
Ersoy Koşusu’nda tercih edince, Renk’in teklifi bana geldi. Mutluydum
ama Ersözlü’ye söz vermiştim. Bu tip koşularda söz verildiği zaman geri
dönüş olamaz. Ata Özcan bindi ve Mehmet Akif Ersoy Koşusu’nu kazandı.
Ardından ümidimin kalmadığı bir anda, Gazi için koşuşturmaların
yapıldığı bir zamanda, Özcan’ın Wolfs Revenge, Halis Ağabey’in de Oğlum
Berat’a bineceğini öğrenince, bana da Renk ve My Başkan’ın teklifleri
geldi. Bende kararımı Renk’ten yana vermiş oldum.
Daha start kurasında şans bizimleydi. 3 – 7 arasında bir start istedim 6
start oldu. Yarışta 5-6 gitsem iyi olur diye düşünürken 5’incilikte
gittim. Tempo ağır olsun istemiştim o da gerçekleşti. Sanki her şey
benim kazanmam için gerçekleşiyordu. Gazi’yi Gazi gibi değil, normal
yarışmış gibi binmelisiniz. Böylece daha az hata yaparsınız. Zaten yarış
esnasında, son 1000 metre içerisinde kazanacağımı anladım. Bu iş bitecek
dedim. Atı da çok fazla üzmeden düzlük üzeri tempomuzu arttırarak sonuca
ulaştık.
Bundan Sonra… Renk Gazi Koşusu’nda çok üzülmedi. Hiç yorulmadı ve istediği gibi bir yarış oldu. Renk’in bundan sonra daha başarılı olacağına inanıyorum. Gazi kazanmak bir onurdur. Ben hala inanamıyorum bile bu yarışı kazandığıma. Allah tüm arkadaşlarıma, meslektaşlarıma böyle bir başarı nasip etsin. |