Genç atçılarımız 19 Mayıs için bir araya geldi Ata mirasımız olan atçılığa sahip çıkan genç atçılarımız, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında bir araya geldiler. Atçılık bayrağını gelecek nesillere aktaracak olan gençlerimiz ile gerçekleştirdiğimiz sohbetimizin detayları haberimizde…
Asya Girgin (15) “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır” demiştir. Benim de en büyük temennim, Türkiye Cumhuriyeti’nin genç nesli olarak en köklü geleneklerimizden bir tanesi olan at yarışlarını devam ettirmemizdir.”
Saint Joseph Fransız Lisesi öğrencisi olan Asya Girgin’in çocukluğu, atların ve atçılığın gölgesinde geçmiş. Bir tayın doğumuna ilk kez şahit olduğunda henüz sadece 4 yaşında olan Asya Girgin, “Çocukluğumun büyük bir kısmı İzmit’te bulunan haramızda geçti. Atlar, benim ilk arkadaşlarım oldular diyebilirim. İlk kez bir tayın doğumunu izlediğimde o kadar etkilenmiş o kadar çok şaşırmıştım ki, o görüntü halen aklımın ucundan gitmez. Bugün baktığımda, en güzel hatıralarımın da halen atlar ile geçirdiğim çocukluğuma ait olduğunu söyleyebiliyorum. Benim çocukluğum, at sahibi ve yetiştirici olan babam Ömer Faruk Girgin’in Türkiye jokey Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemlere denk geldi. Bu nedenle her an atlarla iç içeydim. Hatta bir yaşımdan itibaren her sene, başımda küçücük bir şapka ile Gazi Koşusu’nda çekilmiş fotoğraflarım var. Sadece yarışçılığa ve yetiştiriciliğe değil, biniciliğe de ilgi duyuyorum ve uzun bir zamandır düzenli olarak ata biniyorum. Fakat biniciliğe pandemi nedeniyle bir süre ara vermek durumunda kaldım. İnşallah tez vakitte yeniden başlayacağım. Ben, herkese atlar ile vakit geçirmeyi ve eğer mümkünse binicilik sporu ile ilgilenmeyi tavsiye ediyorum. Zaten bir kere ata bindiğinizde, bir daha inmek istemiyorsunuz. Ruhunuz atınız ile iç içe geçiyor ve atınız konuşamasa bile onu çok daha iyi anlamaya başlıyorsunuz. Atınız ile bir arkadaş, arkadaştan da öte bir kardeş oluyor, bütünleşiyor ve “bir” oluyorsunuz. Ben herkesin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır” demiştir. Benim de en büyük temennim, Türkiye Cumhuriyeti’nin genç nesli olarak bizlerin en köklü geleneklerimizden bir tanesi olan at yarışlarını devam ettirmemizdir.
Ali Halil Taşbek (19) “19 Mayıs’ı zorluğa düşmüş, güçlüğe düşmüş, harpten yenik düşmüş kahraman bir milletin, usta ve bilge bir lider ile yeniden şahlanışı olarak görüyorum.”
Ali Halil Taşbek, uzun yıllar boyunca yarış sahalarında antrenörlük ve at sahipliği yapan rahmetli dedesi Ali Taşbek ve atçılıkta hem ülkemizde hem de yurt dışında önemli başarılar elde eden babası, Türkiye Jokey Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Selman Taşbek’ten sonra ailesinin üçüncü kuşaktaki atçılık temsilcisi. Üsküdar Amerikan Lisesi mezuniyetinin ardından eğitim hayatına Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde devam eden Ali Halil Taşbek, “Atlarla tanışmam, benim hatırlayacağımdan çok daha öncesine dayanıyor. Doğumumdan kısa bir süre sonra şampiyon safkan Elixir’in sırtında fotoğrafım var. Hafızamı çok zorladığımda, henüz üç yaşındayken bir başka atımız Ribella’nın yarışmak için Dubai’ye gittiği zamanları da hatırlayabiliyorum. Ben bu hayatta sahip olduğum çoğu şeyi babama ve Ribella’nın başarılarına borçluyum. Birçok anne - baba, çocuklarını “Bak, harçlığını eksik vereceğim” veya “İstediğin bir oyuncağı sana almayacağım” diyerek uyarır. Benim annem ve babam beni, “Bak Ribella koşuyor, yarış sahalarında ter döküyor, canını dişine takıyor, sen de onu hiç utandırma. Çünkü, o bizi hiç utandırmadı” diyerek motive ederlerdi. Benim önümde böyle şampiyon bir rol model olunca, hayatımın en önemli ilkeleri, vazgeçmemek, pes etmemek ve çok çalışmak oldu. Atlar ve atçılığın bana çok faydası oldu diyebilirim. Atlar benim için büyük bir motivasyon. Sevgiden de öte aşk. Gençlere atlı sporlarla ilgilenmelerini tavsiye ederim ama bunu sadece binicilikle sınırlı tutmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Ben kısa bir süre ata bindim fakat binicilik çok da ilgimi çekmedi. Doğduğum günden beri yarış sahalarındayım ve 7’sinden 70’ine bu sahaya sonradan gelmiş insanların da inanılmaz bir heyecan yaşadıklarına defalarca tanık oldum. Belki de hayatlarında hiçbir zaman yaşamayacakları keyifleri, heyecanları, mutlulukları sahada tattılar. O yüzden ben tüm gençlere, amatör veya profesyonel olarak bir binicilik disiplini ile ilgilenmeseler bile çok uzun bir mazisi olan atçılık sporuna ilgi duymalarının, sadece at yarışlarını bile takip etmelerinin çok yararlı olacağı kanaatindeyim. 19 Mayıs’ı zorluğa düşmüş, güçlüğe düşmüş, harpten yenik düşmüş kahraman bir milletin, usta ve bilge bir lider ile yeniden şahlanışı olarak görüyorum. Bizler, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatan için savaşan gazilerimiz, bu vatan için can veren şehitlerimiz sayesinde bugün özgürce yaşayabiliyoruz. Bu nedenle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çok önemli ve sahip çıkmamız gereken bir bayram. Bu vesile ile herkesin bayramını kutluyorum.”
Selin Erdemirci (18) “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, biz gençlerin bayramı olsa da kaç yaşında olursak olalım bu değerimizin herkes tarafından içtenlikle ve büyük bir coşkuyla kutlanmasını temenni ediyorum.”
İtalyan Lisesi öğrencisi olan Selin Erdemirci, Türkiye Jokey Kulübü Asli Üyesi olan babası Selman Erdemirci’nin bir at çiftliği almasıyla atlarla tanışmış. Atlar ile vakit geçirmenin insanlar üzerinde gayet pozitif etkileri olduğunu ifade eden Selin Erdemirci, “Benim atlara, atçılığa ve biniciliğe olan sevgim, ben henüz 4 yaşındayken babamın bir at çiftliği alması ile başladı ve o gün bu gündür devam ediyor. Atlara her zaman sevgiyle ve korkusuzca yaklaştım. Babam da bendeki bu at sevgisini görünce beni destekledi ve biniciliğe başlamam için bana bir midilli hediye etti. Ben henüz 6 yaşımdayken babamın bana hediye etmiş olduğu bu midilliye binerken düştüm ve ne yazık ki kolum kırıldı. Fakat yaşadığım bu üzücü kaza bile beni atlardan uzaklaştıramadı. Çünkü, çok sevdiğim ve güvendiğim atımı bu kaza nedeniyle hiç suçlamadım. Bugün halen atlarla birlikteyim ve biniciliğe de devam ediyorum. Babamın bir hobi olarak başladığı atçılık bugün öyle bir yere geldi ki, onun için adeta ikinci bir iş oldu diyebilirim. Atlar da ailemizin vazgeçilmezi haline geldiler. Hatta pandemi öncesinde her hafta sonu ailece hipodroma gelip atlarımız ile özel olarak ilgileniyorduk. Yetiştirdiğimiz tayların hipodroma gelip ilk defa yarış pistine çıkması da beni çok heyecanlandırıyor. Onlarla birlikte seviniyor, onlarla birlikte üzülüyorum. Yarışçılığın bende ayrı bir tutku haline geldiğini söyleyebilirim. Öyle ki, yurt dışına çıktığım zamanlarda gittiğim ülkelerdeki hipodromlara gidip, oradaki at yarışlarını izliyorum. Atlar çok asil ve duygusal canlılar. Herkese imkanları dahilinde atlar ile bir arada olmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü atların insanlar üzerinde çok pozitif ve dinginleştirici bir etkisi var. Ben çok mutlu olduğumda da çok üzgün olduğumda da atlar ile vakit geçirmeyi seviyorum. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çok önemli bir değerimiz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, biz gençlerin bayramı olsa da kaç yaşında olursak olalım bu değerimizin herkes tarafından içtenlikle ve büyük bir coşkuyla kutlanmasını temenni ediyorum.”
Barbaros Kitapçı (15) “Türk Atçılığı’nın biz gençler ile daha da ileriye gideceğine inanıyorum ve herkesi bu köklü geleneğimize sahip çıkmaya davet ediyorum…”
Dededen atçı olan bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olan Barbaros Kitapçı, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecini annesi ve kardeşiyle birlikte İzmit – Ketenciler’de bulunan Kitapçı Harası’nda geçiriyor. Çiftlikteki ilk günlerinde şehirden ve arkadaşlarından uzak kaldığı için mutsuz olduğunu ifade eden Barbaros Kitapçı, şimdi harada elinden gelen tüm görevleri gönüllü olarak üstleniyor. At sahibi, yetiştirici ve Türkiye Jokey Kulübü eski Yönetim Kurulu Başkanlarından Muammer Kitapçı’nın torunu olan Barbaros Kitapçı, “Küçükken annem Merve Kitapçı, dayım Levent Kitapçı ve dedem Muammer Kitapçı ne zaman bir araya gelseler, atlar hakkında konuşurlardı. Ben de o zamanlar yetiştiriciliğe ve yarışlara özel bir ilgim olmadığı için sıkılırdım. Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte çiftliğe yerleştik. Burada kardeşime ve bana çeşitli görevler verildi. Zamanla, haradaki diğer işlere de gönüllü olarak veteriner ve yetiştirici ekibine elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Harada ilk kez bir tayın doğumunu seyrettiğimde çok heyecanlanmıştım. O doğan tayın bende her zaman farklı bir yeri oldu. Onun yarış pistlerinde koşacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. Onunla ilgili hayalim, koşuların en büyüğü, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına koşulan Gazi Koşusu’na katılabilmesi. Dedeme, atçılık camiasının eski ve tecrübeli isimlerinden olan Muammer Kitapçı’ya istediğim her an ulaşabilmenin de büyük bir şans olduğunu artık daha iyi anlayabiliyorum. Onunla sahada vakit geçirdikçe, yarışçılık camiasında ne kadar sevilen bir şahsiyet olduğuna bizzat tanık oluyorum. Kendisiyle, ikimizin de ilgi alanı olan kan uyumu ve pedigri konuları hakkında konuşmaktan büyük keyif alıyor, aynı zamanda bilgileniyorum. Hatta bana öğrettikleri doğrultusunda seçtiğim bir kısrağı ülkemiz atçılığına kattığı için çok mutluyum. Bunların yanı sıra bir süredir hipodroma gidip gelmeye başladım. Çiftlik hayatı güzel ama sahadaki rekabet ortamını da heyecanlı buluyorum. Hipodromdaki antrenörümüzden idman, yarış ve jokey seçimleri hakkında, dedemden ise yarış atı sağlığı hakkında bilgiler alıyorum. Sahada ayrıca pek çok at sahibi, yetiştirici, antrenör, veteriner, jokey ve seyis ile tanışma fırsatım oldu. Onların tecrübelerinden ve bilgi birikimlerinden olabildiğince yararlanmaya çalışıyorum. Türk Atçılığı’nın biz gençler ile daha da ileriye gideceğine inanıyorum ve herkesi bu spora, bu köklü geleneğimize sahip çıkmaya davet ediyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere armağan etmiş olduğu 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!”
Tülay Aksoy (18) “Ben tüm gençlere spor yapmalarını, yaptıkları spor dalına dair bir hedef belirleyip, bu hedefe ulaşmak için çalışmalarını tavsiye ediyorum.”
Koç Lisesi’nden mezun olan Tülay Aksoy, eğitim hayatına Yeditepe Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde devam ediyor. Babası, Türkiye Jokey Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Tuğban İzzet Aksoy’un hem kendisini hem de kardeşi Alp Aksoy’u spor yapmaları konusunda her zaman teşvik ettiğini söyleyen Tülay Aksoy, “Ailemizde atçılığa başlayan dedem Hasan Aksoy oldu. Daha sonra babam Tuğban İzzet Aksoy da bir yarış atı çiftliği kurdu ve bugün at sahibi ve yetiştirici olarak atçılığa devam ediyor. Babam, beni ve kardeşimi küçüklüğümden itibaren spor yapmamız için teşvik etti. Karting Milli Takım Sporcusu olan kardeşim Alp Aksoy (10), Avrupa Karting Şampiyonası'nda birinci oldu. Ben de sekiz yaşımdan beri her gün ata biniyorum ve gençler kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldum. Şu anda da antrenörüm Sencer Horasan ile binicilik çalışmalarıma aktif olarak devam ediyorum. Binicilik sporunu tüm gençlere tavsiye edebilirim. Bu spor, bir başka canlıyla birlikte yapılan tek spor olduğu için bana sabretmeyi öğretti. Disiplinli olmanın sporda başarıyı nasıl etkilediğini çok daha iyi anladım. Atlar ile vakit geçirdikçe hayata daha pozitif bakmaya başladım. Herkesin kafa dağıtmak, sakinleşmek ve düşünmek için gittiği bir yer vardır. Benim için bu yer, her zaman atlarımın yanı oldu. Hayatta bir hedef belirlemeniz ve o hedefe ulaşabilmek için elinizden gelenin en iyisini yapmanız çok önemlidir. Ben binicilik sporunda bir hedef belirledim ve bu hedefime ulaşmak için her gün çalışıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın başladığı 19 Mayıs tarihini, Gençlik ve Spor Bayramı olarak biz gençlere armağan etmiştir. Ben tüm gençlere spor yapmalarını, yaptıkları spor dalına dair bir hedef belirleyip, bu hedefe ulaşmak için çalışmalarını tavsiye ediyorum.”
Tayberk Tutumlu (15) “Tüm gençlere atlar ile vakit geçirmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü, hüzünlü veya mutsuz olduğunuzda hüznünüzü almakla kalmıyorlar, sizin mutlu olmanız için özel bir çaba da sarf ediyorlar…”
15 yaşındaki Tayberk Tutumlu, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde hazırlık sınıfı öğrencisi. At sahibi, yetiştirici ve Türkiye Jokey Kulübü Asli Üyesi olan Tayral Tutumlu’nun oğlu olan Tayberk Tutumlu, eğitim hayatından arta kalan tüm zamanını Eskişehir - Mahmudiye’deki haralarında geçiriyor. Atçılığın her alanına ilgi duyduğunu fakat yetiştiriciliğin kendisi için özel bir yeri olduğunu söyleyen Tayberk Tutumlu, “Babam Tayral Tutumlu, ben henüz dünyaya gelmeden çok daha önce atçılığa başlamış. Bu nedenle atçılığın içine doğduğumu söyleyebilirim. Atçılık sektörünün tüm alanlarına ilgi duyuyorum, fakat en çok yetiştiricilik kısmını seviyorum. Çünkü yetiştiricilikte tayların doğumuna şahit oluyorsunuz. Daha sonra büyüyorlar ve yavaş yavaş tüylerinin rengi değişiyor. Kiminin rengi açılırken kiminin rengi koyulaşıyor. Yeterli yaşa ulaştıklarında, onları yarış kariyerlerinin başlayacağı hipodromlara gönderiyoruz. Hipodromlarda idmanlara başlıyorlar. Elbette, her spor dalında olduğu gibi yarış sahalarında da bazı sakatlıklar yaşanabiliyor. Eğer hiçbir sağlık sorunu yaşamadan koşabilirler ve üstüne bir de başarılı olabilirlerse, bizim için daha büyük bir mutluluk olamaz. Tüm bu sürece tanıklık edebilmek benim için çok büyük bir zevk. Atları çok seviyorum ve onlarla olan ilişkimi sadece at yarışı ile sınırlı tutmuyorum. Çünkü onlar çok özel canlılar. Hem savaş hem de barış zamanlarında bize çok büyük hizmetleri oldu ve olmaya devam ediyor. Tüm gençlere atlar ile vakit geçirmelerini tavsiye ediyorum. Hüzünlü veya mutsuz olduğunuzda hüznünüzü almakla kalmıyorlar, sizin mutlu olmanız için özel bir çaba da sarf ediyorlar. Herkesin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum. Bizler, bugünün gençleri olarak bu değerli bayramımızı kutluyoruz. Gelecek nesiller de bayrağı bizden devralarak, bu geleneğimizi sürdürecekler. Bu sayede tüm dünya daha güzel bir yer olacak.
|