Ayasofya Koşusu'nu Victory Bawl kazandı

Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında inşa ettirilmiş ve günümüzde İstanbul'un sembol yapılarından biri olan Ayasofya adına gerçekleştirilen koşu (A2/D), 14 Kasım Pazar günü İstanbul Veliefendi Hipodromunda saat 18.30'da start aldı.

3+ yaşlı safkan İngiliz kısraklarına mahsus olarak koşulan yarış, 2000 metre mesafe sentetik pistte gerçekleştirildi.

2021 yılı Ayasofya Koşusu'na jokeyi Özcan Yıldırım ile katılan, Azad Kızılca'nın sahibi olduğu Victory Bawl (Hakeem - Karen's Cuisine / Leroidesanimaux) pistten galibiyetle ayrıldı. Hikmet Kızılca yetiştirmesi, İbrahim Bekiroğulları'nın antrenörlüğünü üstlendiği 3 yaşındaki doru dişi tay bu neticeyle kariyerinin ilk Açık koşu galibiyetini hanesine yazdırırken, toplamda dördüncü birinciliğini elde etmiş oldu.

Yarışı izlemek için tıklayınız.

Son metreleri büyük bir heyecana sahne olan mücadelede jokeyi Hışman Çizik ile start alan Valley Of Flowers (Native Khan - Lily Of The Valley / Haafhd) ikinci olurken, Silent Wave (Torok - Keyfe Değer / Strike The Gold) Müslüm Çelik idaresinde tabelanın üçüncü basamağında yer aldı. Jokeyi Gökhan Kocakaya ile koşuya katılan Melinam (Lion Heart - Kızım Melike / Kaneko) dördüncülük elde ederken, Girl Gone Bad (Toruk Macto - Heiress S / Devir) Mustafa Çiçek idaresinde sıralamanın beşinci basamağında kendisine yer buldu.

Yarışın galibi Victory Bawl için bitiriş derecesi 2.03.67 olurken, farklar Burun - Burun - 4 Boy - Boyun şeklinde sonuçlandı.

Koşunun ardından Şeref Tribünü'nde gerçekleştirilen törende, kazanan safkanın sahibi Azad Kızılca'ya kupasını Yönetim Kurulu Üyemiz Yüksel Göktürk takdim etti.

Törene Yönetim Kurulu Üyelerimiz Gülnur Gülerce ve Can N. Güven ile Kulübümüz Asli Üyesi Halil Durmuş da katıldı.
 

AYASOFYA

Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya, mimarisi, ihtişamlı mozaikleri ve işlevselliği yönünden de sanat dünyasında çok önemli bir yere sahiptir. Ortodoksluk mezhebine göre “kutsal bilgelik” anlamına gelen Ayasofya’nın yapımında kullanılan bazı sütun, kapı ve taşlar, antik yapı ve tapınaklardan getirilmiştir. Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadası üzerinde yer alan eski şehir merkezine inşa ettirilmiştir. Bazilika planlı bir patrik katedrali olan Ayasofya, 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesinin ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bu dönüşüm sırasında insan figürlü mozaikler tahrip edilmeden, yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve bu sayede yüzyıllar boyu tahribattan korunmuştur. Cumhuriyet döneminde 1930 - 1935 yılları arasında bir dizi restorasyon çalışması yapılarak müzeye dönüştürülen Ayasofya’da, sıvaların bir kısmı kaldırılarak, mozaikler yeniden gün yüzüne çıkarılmış ve aynı yıl ziyarete açılmıştır. 916 yıl kilise, 481 yıl cami olarak kullanılan ve Bizans mimarisinin başyapıtı olarak dünya literatürene geçen Ayasofya, Pagan, Ortodoks, Katolik ve İslami etkileri birlikte barındıran Doğu - Batı sentezinin de nadir örneklerindendir. 1935 yılından yakın tarihe kadar müze olarak işlevini sürdüren Ayasofya, 2020 yılında müze statüsünün iptal edilmesiyle tekrar cami statüsü kazanmıştır.